“YENİ ÇÖZÜM VE BARIŞ SÜRECİNDEN UMUTLUYUZ”

Ülkemizde 40 yılı aşkın bir süredir sosyal, ekonomik ve siyasal alanlarda derin acılara ve toplumsal yaralara yol açmış bir çok insanımızın maddi ve manevi yönden zarar görmesine neden olmuş çatışmalı sürecin sonunda; çatışmaların sona erdirilmesi, özgürlüklerin tesis edilmesi ve toplumsal barışın inşa edilmesi amacıyla başlatılan yeni çözüm sürecini önemle ve umutla takip etmekteyiz. Bu sürecin başlatılmasında öncülük eden, sürece destek sağlayan ve inisiyatif alan liderleri sürece yapmış oldukları katkılardan ve kardeşliğin tesisi için almış oldukları tarihi rolden dolayı takdir ediyoruz. Kardeşlik üzerine bina edilen ve bin yılı aşkın aynı kaderi paylaşan halklarımızın fetret dönemi olarak addedilen zor günlerin geride kalacak olması sadece ülkemizde değil, etnik ve mezhepsel krizlerle boğuşan bütün Ortadoğu halklarına da umut olacaktır. Yakın zamanda PKK’nin kongresinde fesih kararı alması ve sonrasında silahların yakılması ile ortaya konulan iradenin kardeşliğin tesisi ve pekişmesi için tarihi bir fırsat yarattığını düşünüyoruz.

Bizler bu süreci sadece siyasi bir mesele değil, aynı zamanda vicdani, insani ve ahlaki bir sorumluluk olarak görüyoruz. Zira barış, adalet ve özgürlük; sadece güvenliğin değil, aynı zamanda insan onurunun korunmasının da temelidir.

Bu bağlamda, aşağıdaki hususların yeni süreçte esas alınmasının hayati önemde olduğunu kamuoyunun dikkatine sunuyoruz:

1- Her bireyin ve topluluğun kendini ifade etme, dinini, dilini öğrenme ve geliştirme, kültürel haklarını yaşama ve organize etme hakkı tartışmasız bir şekilde korunmalıdır. Bu haklar anayasa da güvence altına alınmalıdır. Temel haklar üzerindeki baskı ve sınırlamalar tamamen kaldırılmalıdır.

2-Yeni çözüm süreci; halkın kültürel, dini ve ahlaki değerleriyle barışık bir dille yürütülmelidir. Kültürel ve dini değerlere mesafeli veya dışlayıcı bir tutumun barışı kalıcı kılamayacağı bilinmelidir.

3.Çözüm süreci, yalnızca siyasi aktörler arasında değil, sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla, toplumsal vicdanı temsil eden daha geniş bir zeminde yürütülmelidir. Bizler, inanç ve özgürlük temelli yapılar olarak bu sürece yapıcı katkılar sunmaya hazırız.

4.İslam’ın emrettiği gibi, tüm Müslümanlar kardeştir. Kürt, Türk, Arap, ve diğer halklar arasında birliği sağlamak için adalet, merhamet ve ortak değerlerde buluşulmalıdır.

5-Devlet her insanının güvenliğini sağlamak, başta yaşam hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin korunması için kamu düzeni ve insan güvenliğinin sağlanması için görevini yerine getirmelidir.

6-Devlet, Kürt meselesi ile ilgili halkın beklentilerini karşılayacak adımları cesaretle atmaya devam etmelidir.

Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu olarak; bu sürecin şeffaf, katılımcı ve hak temelli bir zeminde ilerlemesini destekliyor, barış ve adaletin inşa edilmesi adına üzerimize düşen sorumlulukları üstlenmeye hazır olduğumuzu beyan ediyoruz. Artık buradan geri dönüş olmamalıdır. Silahların tamamen susması ve ortadan kaldırılması için gerekli adımlar atılmalıdır. Şiddetin yerine siyasetin imkan dahlinde olduğunu, kadim değerlerin hakim olduğu bir barışla bu süreç noktalanmalıdır.

Dualarımız; fitnenin sona ermesi, adaletin galip gelmesi ve kardeşliğin tesis edilmesi içindir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu